İnternet Bağımlılığı; Giderek Büyüyen Bir Adolesan Sağlığı Sorunu

Doç. Dr. Kayı Eliaçık – SBÜ İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Nedir internet?

Dünyanın en uzak köşesiyle iletişim kurabilmek, orayı görebilmek, sanal aleme dalarak bu hayattan kaçmaktır. Bir anlamda görmeden tanışmak, seslenmeden konuşmak, yorulmadan gezinmektir. İnternet bilim, sanat, oyun, iş, alışveriş, kitap, aşk, banka, not defteri olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Bazen bir hastalığın kendisi veya parçası olabilmektedir. İnternet bağımlılığı her yaşta ve cinsiyette görülebilen bir rahatsızlıktır. İnternet bağımlılığı geç yaşlarda başlayan psikoaktif madde, alkol ve kumar bağımlılığın aksine daha erken yaşlarda başlamaktadır. En büyük risk grubu ergenlerdir. İnternet bağımlılığı ergenler için önemli bir risk olmasına karşın elimizdeki bilgiler henüz sorunla başa çıkmak için yetersizdir.

Neden bazı ergenler mantıklı sınırlarda internette kalırken, bazısı sürekli ekran karşısında mesajlaşıyor veya online oyunların başından kalkmıyor? Siber dünyayı bu kadar çekici kılan nedir? İnternet diğer tüm teknolojik gelişimlerden neden farklıdır? Toplumun bu içine girdiği yeni ve değişik dünyada hastalıklar nasıl şekil değiştirecek? Bu yazıda bu sorulara cevap verilmeye çalışılmıştır.

X nesli, 1965-1979 arası doğanlara denir. Özellikle, teknoloji açısından düşünüldüğünde, bilgisayar sistemlerinin dönüşümü ve buna bağlı değişen iş yapış şekillerine adapte olmaya çalışırlar, ancak zorlanırlar.  Y nesli, 1980-1999 arası doğanlardır.  X nesline göre teknolojiyle daha ilgilidir, yeniliklere adapte olmaları kolaydır, gereklilik oldukça teknolojiyi kullanmaya meyillidir. X ve Y neslini izleyen ‘Z nesli’ ki bu nesle İnternet nesli de denilmektedir. 1990’ların son yılları ile 2012 arasında doğanları içermektedir. Bu nesil teknolojinin içine doğmuştur, sosyalleşmek için çoğu zaman bir akşam yemeği veya dış etkinlik yerine internette kalmayı tercih ettiğine şahit oluruz. Daha sabırsız, anlık yaşayabilen ve tüketime yatkın bireylerin çoğunlukta olduğundan bahsedilir. Çoğunluğunu şu anki ergenlerin oluşturduğu hasta grubumuzu içermektedir. Ergenlik çağının kendine özgü zorlayıcı faktörleri ve kuşak farkı nedeniyle ailenin diğer bireylerinden kopan, sosyal fobisi olan ve arkadaş edinemeyen ergenlerin bir süre sonra tamamen sanal alemin sunduğu olanaklara bağımlı hale gelmesi beklenebilecek bir durumdur. Sosyalleşme ve etkinliklere katılma her daim insanoğlunun akıl sağlığının bir ihtiyacıdır. Bugün metropollerimizde kalan son boş alanlara gökdelenler ve alışveriş merkezleri yapılırken, eskiden buralar dutluktu diyerek yanından geçtiğimiz yeni yapılmış lüks sitelerin sayısı hızla artarken gençlerin mahalle aralarında etkinlik yapacakları alanlar giderek daralmaktadır. Artık mahallerde yakartop veya futbol oynayan gençler değil, sanal alemde online oyunda buluşan gençlere daha sık rastlanmaktadır. Okullarda ise öğrenme değil sınava hazırlanmak güdüsü ön plana çıkmaktadır. Bütün bu sıkıştırılmışlık içinde internet her yerde ve her daim ulaşılabilir olmuştur. Bu yazının hazırlandığı günlerdeki göze çarpan en hareketli gençler, kafe önlerinde, parklarda ve kaldırımlarında akıllı telefonlarıyla pokemon yakalamaya çalışanlardı.

İnternet aktif, eğlenceli ve bol ödüllü bir platformdur

İnsan beyni ödül ve hazzın peşinde koşar. Ödülün daha fazla ve hızlı alındığı yerde ise bağımlılık başlar. Online oyunlarda karşılıklı, aktif ve bol ödüllü bir ortam vardır. Sahip olunan karakterin giderek güçlenmesi, bir üst seviyeye çıkması, hatta satılabilir hale getirilmesi sanal bir ödüldür. Gerçek hayatta düş kırıklığına uğrayan ve çalışarak bir yere gelme umudunu kaybeden herkes bu sanal dünyaya yönelebilir. O yüzden neden bazı gençler internete bağımlı oluyor yerine neden olmuyor diye sormamız mı gerekir acaba?

Bağımlılığı anlamak ve ayırt etmek için siber alemin farklı alanları

İnternet bambaşka ve bu dünya kadar geniş, hatta sonsuz bir yerse bağımlılık alanı da o kadar çeşitlidir. Bağımlı kullanıcıların alanları ve amaçlarını bilmek çözüm üretebilmek için şarttır:

*Sosyal medya

*Sanal ilişki

*Oyunlar

*Kumar

*Pornografi

Sosyal medya: Kişinin internet ile dışarıya açılan kapısı olabilir. Facebook, Instagram, MySpace, Twitter…Bunlar arasında ilk çıktığı günden beri önemini hiç kaybetmeyen, kaybetme tehlikesi baş gösterdiğinde içeriğine yeni unsurlar ekleyen bu site ülkemizde de popülerliğini korumaya devam etmektedir. Sanal arkadaşlık, oyun, birilerini gözetlemek, yorumları takip edebilmek, teşhir, sosyal etkinlik oluşturmak, düşünceleri başkalarına duyurabilmek ve beğenilme arzusunu tatmin edebilmek (beğen tuşu ile edinilen dijital haz) gibi pek çok amacı karşılayan bu sitenin dünyada 500 milyon, ülkemizde 23 milyon kullanıcısı var. Bu kadar fazla amacı ve kalabalık kullanıcının bir araya gelmesiyle karmaşıklaşan bu platformu hem içine kapanık insanlar kullanırken, hem de zaten sosyal olan insanlar daha da fazla arkadaş edinmek ve ilave sosyal paylaşımlara girmek için kullanmaktalar. Site birçok gencin paylaşımları nedeniyle zarar görmesine, istismar edilmesine ve hatta tutuklanmasına yol açarken, kimisine de yeni bir ortam, iş ve para getirebiliyor. Facebook kullanımının bağımlılığını ölçmek ve değerlendirmek ise bilimsel olarak çok zor, zira Facebook kullanıcıları başka sosyal medya sitelerini de kullanıyorlar ve oralardan da ayrı dijital hazlar ediniyorlar.

Sanal ilişki: Sanal sohbet, sanal topluluk, sanal aşk, sanal seks, sanal evlilik ve hatta sanal ihanet kavramları terminoloji sözlüklerinde yerini aldı. Zamanla bu mecra için ayrı sözcükler bile gelişti. Karşı cinsle iletişim kurmada kimisinin ilk tercihi oldu. Günümüzde mektuplaşmayı bitirdiği gibi hızlı olduğu için daha da yaygın hale geldi. Ardından gerekli teknik donanımla birlikte sesli ve görüntülü iletişim dönemi başladı. Ve artık evet onu tanıyorum okul arkadaşım derken, evet onu biliyorum, Facebook’ta arkadaşız cümlesi pek çoğunun ağzından çıkıverdi.

Oyunlar: Ergenler ve özellikle erkek olanlar için en problemli ortam olabilmektedir. Bugün oyunları masa başında düzenleyenler için başarı bir oyunun daha çok oynanması, başka bir deyişle daha çok bağımlılık yapmasıdır. Hükümetler için pek çok bağımlılık yapan maddenin üretimine engel olunması söz konusu iken bu konuda ne bir kanun ne de ciddi araştırma söz konusudur. Madde bağımlılığında dahi belli bir sınır varken, oyun bağımlılığında limitler kaybolmakta, günlerce oyun oynayarak odasını terk etmeyen, ebeveynlerine kabus yaşatan ve hayatını kaybeden ergenler görülmektedir.

Araştırmalar oyunların da aynı uyuşturucu madde, sigara ve alkolde olduğu gibi dopamin salgısını arttırarak haz yarattığını göstermiştir. Kızlar daha çok yaratıcı oyunlarla fantezi içerikli oyunları tercih ederken, erkeklerin ise spor ve şiddet oyunlarını daha çok oynadıkları görülmüştür. Erkek ergenler için bir tartışma konusu da şiddet içeren oyunların şiddete eğilimi artırmasıdır. Gerçek dünyada akranlarıyla yarışamayacak durumda olan, gelişimi geri kalan ergenlerin şiddet oyunlarına daha çok yöneldiği, aile ortamında şiddet olduğu için şiddeti tatmin etmek amacıyla bu oyunları oynayan veya tamamen normal psikososyal durumda olup sadece fantezi için veya arkadaşları oynadığı için bu oyunlarda vakit geçiren gençlere de rastlamaktayım. Bu konuda yapılmış olan araştırmaların çoğu neden-sonuç ilişkisini kuramadığından bu konunun daha çok incelemeye ihtiyaç duyduğu da açıktır.

Kumar: İnternette kumar yaygındır ve ergenler de ebeveynlerinin kredi kartlarını kullandıkları için (yasak olmasına rağmen) rahatlıkla bu sitelere girip bahis oynayabilmektedir. Ülkemizde kumar yasak olmasına rağmen internette oynamak evden hiç çıkmadan mümkündür. Bunun için ergenlerin kredi kartlarına makul limitler koymak gerekliliği vardır.

Pornografi: Sanal alemde her tür uygulama moda olmaktan çıkabilir. Örneğin sohbet odaları artık kullanımdan kalkmak üzeredir, e-mail gençler arasında popülaritesini yitirmiştir. Ancak pornografi ergenler de dahil her yaşta internet var olduğu sürece en çok kullanılacak alanlardan biridir. Neden mi? İnsanların en temel güdülerinden biri olan seksin sanal alemde de yerini almaması mümkün müdür? Pornografik materyalin temin edilirken hissedilen anonimite dürtüleri daha da serbest kılmaktadır. Tabii sanal alemin diğer alanlarında olduğu gibi pornografide de sınırlı kullananlar gibi bağımlılar söz konusudur. Diğer yandan pek çok gelenekçi insan sadece pornografi siteleri nedeniyle internetin toplumu ve gençleri zehirlediğini söylemektedir. Ancak siber alem de gerçek alem kadar gerçektir ve insanoğlunun yaşadığı her duyguyu hızla kapsamaktadır. Karşı cinsi tanımak ihtiyacında olan ve gerçek hayatta engellene ergenin k öğrenme ihtiyacını sanal alemde karşılamaya çalışması sadece bir coşkun bir nehrin yatağının değişmesi gibi bir şeydir.

İnternet bağımlılığının tanısı

İnternet bağımlılığı, genel olarak internetin kullanım isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, internetten yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hali, sosyal problemlere sebep olacak derecede etkileyebilen, klinik bir rahatsızlık olarak tanımlamıştır. Bu konuda araştırma yapmak isteyenlerin karşısına bir terminoloji karmaşası çıkmaktadır. Sorunu betimlemek için internet bağımlılığı (internet addiction/ internet dependency) (Scherer 1997, Wang 2001, Young 2004), problemli internet kullanımı (problematic internet use) (Shapira 2000, Shapira 2003, Ceyhan 2007, Yellowlees 2007), patolojik internet kullanımı (pathological internet use) (Morahan-Martin ve Schumacher 2000, Davis 2001, Gönül 2002, DiNicola 2004) ve internet davranış bağımlılığı (internet behavior dependence) (Hall ve Parsons 2001) gibi farklı kavramlar kullanıldığı görülmektedir. Bu nedenle üzerinde hemfikir olunmamış ama aynı zamanda aşikar bir sorunla karşı karşıya olduğumuz söylenebilir.

            Psikiyatrinin sınıflandırma kitabı DSM-V’de henüz internet bağımlılığı yer almamakla birlikte, patolojik sanal kumar bağımlılığı olası tanılar içindedir. Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi yoksunluk, başarısız bırakma girişimleri, sorumlulukları aksatma, dürtü kontrol eksikliği burada da söz konusudur. Yine burada da işlev bozukluğu en önemli kriterdir. Bu nedenle internette fazla vakit geçirmesine rağmen sosyal uyumu ve ders başarısı iyi olan bir ergene bağımlı demek zordur.

Ergenlikte internet bağımlılığının daha kolay gelişmesinin sebepleri bu dönemde başa çıkılamayan sorunlardan kaçmayı kolaylaştırması, çevreden edinilemeyen sosyal ve duygusal destek sağlanması, yalnızlığın kısmen giderilebilmesidir. Yalnızlığını ve sosyalleşme ihtiyacını ailede eve arkadaş çevresinde gideremeyen ergen sanal aleme yönelmektedir.

Tedavide ‘motivasyon kazandırma’ oldukça önemlidir, ancak uygulama kolay değildir, bu nedenle kendi düşüncem sorunun boyutu ortaya konduktan sonra gerekli görülenlerin terapi için bir psikiyatri uzmanına yönlendirilmesidir. Aileye desteklerinin artması için önerilerde bulunulması, aile eğitimi, yeni hobiler edinilmesi, mümkünse uzak bir yere tatile gidilmesi gibi uygulamalar önerilebilir. Ayrıca bu konunun düzelmesi için sabır gerektiği özellikle üzerinde durulmalıdır.

Kaynaklar

  1. Sherry Turkle (2015) “Reclaiming Conversation: The Power of Talk in a Digital Age”. Penguin Press, New York
  2. Kültegin Ögel (2014). İnternet bağımlılığı. İnternetin psikolojisini anlamak ve bağımlılıkla başa çıkmak. ş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, Türkiye.
  3. World Health Organization (2011) Mobile phone use: a growing problem of driver distraction. Geneva, Switzerland (http://www.who.int/violence_injury_prevention/publications/road_tra€c/en/index.html)
  4. Sherry Turkle (2010) “Alone together”. Perseus Press, New York
  5. Subrahmanyam K, Greenfield P, Kraut R, Gross E (2001) The impact of computer use on children’s and adolescents’ development. Applied Developmental Psychology 22:7-30
  6. Subrahmanyam K, Kraut RE, Greenfield PM, Gross EF (2000) The impact of home computer use on children’s activities and development. Future Child 10:123-144
  7. World Health Organization and Calouste Gulbenkian Foundation (2014) Social determinants of mental health. World Health Organization, Geneva
  8. Gunuc S, Dogan A (2013) The relationships between Turkish adolescents’ Internet addiction, their perceived social support and family activities. Comput Human Behav 29:2197-2207. doi: http://dx.doi.org/10.1016/j.chb.2013.04.011
  9. Young KS (2004) Internet addiction: A new clinical phenomenon and its consequences. The Am Behavior Sci 48:402-415. doi: 10.1177/0002764204270278

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir